Bir somatoform bozukluk, hastalığın fiziksel bir sıkıntısı olmayan bir hasta tarafından yapılan semptomların klinik şikayetidir. Beş ana somatoform bozukluk tipi vardır. Bunlar, hipokondriyazis, dönüşüm bozukluğu, vücut dismorfik bozukluğu, ağrı bozukluğu ve somatizasyon bozukluğudur. Somatoform bozuklukların beş hastalığın herhangi birinin aile öyküsü olan hastalarda ortaya çıkması daha olasıdır. Ayrıca kişilik bozuklukları ve depresyon gibi majör psikiyatrik hastalıklardan muzdarip olan hastalar da somatoform bozukluklar ve buna bağlı davranışlar açısından daha büyük risk altındadır.

Somatoform bozuklukların seyri, söz konusu hastalığın tipine bağlıdır. Hipokondriyazis bozukluğu olan hastalar sıklıkla belirgin hastalık öyküsü olur ve bu nedenle en sık orta yaşta görülür. Ağır vakalarda depresyon, anksiyete veya psikotik hastalık gibi altta yatan bir psikiyatrik bozukluğun tedavisi gerekebilir. Hastalar, belirgin şikayetleri için sıklıkla tıbbi yardım isteyeceklerdir bu, tıbbi şikayetleri hakkında uzun vadeli bir güvence sağlamamaktadır. Dönüşüm Bozukluğu olan kişiler ise genellikle ergenlik döneminde, felç, uyuşukluk veya sahte nöbet gibi nörolojik semptomların gelişmesi ile başlar. Bu durum klasik olarak, epizodlarda, semptomatik epizodlar arasında semptomsuz uzun sürelerle görülür.

Vücut Dismorfik Bozukluğu ise en sık ergenlik döneminde, etkilenen birey vücudunun bir kısmının çirkin ya da istenmeyen olduğuna inancını geliştirdiğinde görülür. Bu rahatsızlığı olan hastalar, anormalliklerini düzeltmek için plastik cerrahlar ve dermatologlar dahil birçok doktoru ziyaret etmektedirler. Dermatoloji ve plastik cerrahi ile hastanın yeterli sonuçları elde edememesi durumunda depresyon ortaya çıkabilir. Ağrı Bozukluğu ise orta yaşta en sık görülen somatoform bozukluklardan birisidir. Bu durum genellikle uzun vadelidir, hastalar en sık fiziksel hastalık belirtisi göstermeden baş ağrısı ve bel ağrısı şikayeti ile karşı karşıya kalırlar. Somatizasyon bozukluğu ise en sık ergenlik döneminde başlar ve genellikle uzun süreli bir seyir izler. Bu durum nadiren çözülür, ancak semptomlar dalgalanma göstererek, epizodik bir hastalık illüzyonunu yaratır. Hastanın semptomlarının nedeni genellikle tanıdan önce yoğun bir şekilde araştırılır ve gereksiz cerrahi işlemlere ve etkilenen hastalarla ilgili araştırmalara yol açar.

Somatoform bozuklukların nasıl teşhis edileceğine gelecek olursak bu koşullar, fiziksel semptomların varlığında incelemelerin her zaman normal olmaları nedeniyle sıklıkla aşırı araştırılmaktadır. Herhangi bir somatoform durumun kapsamlı araştırılması, hastayı kısa vadede tekrar güvence altına alabilir, ancak çoğu hasta için uzun süreli memnuniyet sağlamaz. Bu koşulların yönetiminde en önemli prensip hasta ve doktor arasında bir sözleşme oluşturulmasıdır. Hasta, doktorun düzenli olarak görmesi ve semptomları için destekleyici bakım sağlaması karşılığında semptomları için başka tıbbi yardım almayacakları konusunda hemfikir olmalıdır. Düzenli katılımda, hastanın semptomları, semptomlarla baş etmeyi zorlaştıran hem sosyal hem de psikolojik faktörlerle birlikte gözden geçirilmelidir. Hasta ayrıca tarif ettiği semptomlara neden olabilecek gereksiz ilaçları durdurarak ilaçlarını gözden geçirmelidir. Psikoterapi ayrıca hastanın semptomlarının psikolojik bir kökene sahip olduğunu düşünmeye istekli olması şartıyla faydalı bir tedavi şeklidir.