Anksiyete; anlaşılamayan birtakım tehlike ve tehditlere yönelik ortaya çıkan, fizyolojik, psikolojik ve davranışsal boyutlara sahip olan bir tepkidir. İnsanların tamamı anksiyete yaşama potansiyeline sahiptir ve bireyin tüm varlığına etki edebilir. Tehdit kaynağının belirsiz veya gerçeklikten uzak olduğu durumları anlatmak için kullanılan anksiyete, duygusal bir reaksiyon olarak bireye, tehdide odaklı rahatsız edici düşünceler olarak yansır. Bu düşüncelerin kaynağında çoğunlukla dış uyarıcılar vardır.
Yaşamın normal akışının devam edebilmesi için kişinin ideal seviyede kaygıya ihtiyacı vardır. Fakat bu gerekli miktardaki anksiyete, işlevselliğini kaybettiği zaman tedaviye ihtiyaç duyan patolojik bir hal alır. Kişinin dış uyarıcılara verdiği tepki, yaşam becerilerini kullanmasına engel olacak düzeye geldiğinde tedavi alınması gerekir. Çevresel, geçmiş yaşantılara dayalı, nörobiyolojik, beyin kimyası ve genetik faktörler anksiyetenin ortaya çıkışında etkili olabilir.

Türleri
• Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu
• Seçici Konuşmazlık
• Sosyal Fobi
• Panik Bozukluğu
• Agorafobi
• Yaygın Anksiyete Bozukluğu
• Maddenin Yol Açtığı Kaygı Bozukluğu
• Başka Bir Sağlık Durumuna Bağlı Kaygı Bozukluğu,
• Tanımlanmış Diğer Bir Kaygı Bozukluğu
• Tanımlanmamış Kaygı Bozukluğu

Risk Faktörleri
• Çocukluk yıllarından kalma travmalar, ilerleyen yaşlarda bireylerin anksiyete bozukluğu tanısı almasına neden olabilecek risk faktörlerinden biridir.
• Herhangi bir sağlık problemine sahip olmak, kişinin kendi geleceği hakkında duyduğu endişe ve tedavinin başarısı gibi etmenlerin getirdiği stres de aynı şekilde anksiyetenin oluşması açısından risk taşımaktadır.
• Strese sebebiyet veren bir olay yaşamak da risk faktörleri kapsamındadır. Örneğin kişinin bir yakınını kaybetmesi, birikmiş iş stresi ve ekonomik sorunlar da bu kapsama dahil edilir.
• Anksiyete bozukluğuna sahip akrabalara sahip olmak da risk faktörlerinden bir diğeridir.
• Son olarak bazı kişilik özelliklerinin de risk faktörü oluşturduğu söylenebilir.